İSTATİKLERLE TÜRKİYE'DE İŞ GÜVENLİĞİ UZMANLIĞI
2013 yılında yürürlüğe giren 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) Kanunu’yla işyerlerinde zorunlu hale gelen iş güvenliği uzmanlığı hakkında ILO’nun hazırladığı raporla mesleğin Türkiye’deki yansımaları ortaya çıkıyor.
Türkiye’de İSG alanında en önemli rol iş güvenliği uzmanlarına düşüyor. Her geçen gün ilginin arttığı iş güvenliği uzmanlığı mesleği için üniversitelerde de İSG bölümleri açılmaya devam ediyor. İlgi odağı olmasının yanı sıra mesleği icra eden iş güvenliği uzmanları da meslekle ilgili sorunların çözümü için bekleyişte. İş güvenliği uzmanlığı sorunlarının en başında mesleki bağımsızlık konusu geliyor. Bunun yanı sıra kanunla verilen sorumlulukların karşısında da piyasada yeterli ücretlerin verilmediği değerlendirmesi yapılıyor.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye Ofisi’nin 2017 yılındaki “İş Güvenliği Uzmanlarının Görev ve Sorumluluklarının Yürütülmesi ile ilgili Araştırma” başlığıyla yayımladığı raporda Türkiye’de iş güvenliği uzmanlık mesleğine geniş bir bakış açısı oluşturuluyor. İş güvenliği uzmanı, işveren, çalışan ve hakimlerle gerçekleştirilen toplantı ve anketlerle hazırlanan raporun özetini sizler için derledik. İşte başlık başlık rapordan çıkan önemli detaylar:
MESLEĞİN OLUMLU YÖNÜ: TOPLUMSAL SORUMLULUK
Mesleğin olumlu yönleri açısından, iş güvenliği uzmanlarının yarısından fazlası "toplumsal sorumluluğu yerine getirmekten dolayı manevi tatmin sağlaması" şeklinde görüş belirtmiştir. Katılımcıların çok küçük bir kısmı olumlu yönler arasında "toplumsal statüsünün yüksek olması" ve "maddi açıdan tatmin edici olması" demiştir.
ÖNCE ÇALIŞANA KARŞI SORUMLULUK
Katılımcıların cevaplarına bakıldığında, iş güvenliği uzmanları İSG sorumluluklarını yerine getirirken öncelikle çalışanlara karşı sorumlu olduklarını hissettiklerini ifade etmişlerdir. Her beş iş güvenliği uzmanından üçü İSG hizmetlerini yerine getirirken öncelikle çalışanlara karşı sorumlu olduğunu belirtmektedir. Katılımcıların yarısından fazlası kendini işverene karşı da sorumlu hissettiğini ifade etmektedir.
DAHA FAZLA YETKİ
“İSG profesyonellerinin rol ve sorumlulukları nasıl daha etkin hale getirilebilir” sorusu üzerine, katılımcıların çoğu (%54) "yetkilerini artırarak", %22'si "ilgili tarafların farkındalığını artırarak" ve %17’si de " İSG profesyonelleri meslek birliğinin güçlendirilmesi yoluyla " şeklinde görüş belirtmiştir.
MEVZUATIN UYGULANABİLİRLİĞİ
Mevzuat ve uygulamalarla ilgili olarak sorulan sorular önemli sonuçlar sunmaktadır. İş güvenliği uzmanlarınının hemen hemen yarısı (%45) İSG mevzuatını "yetersiz" bulurken, buna yakın bir oran (%40) “ne yeterli ne yetersiz” olarak nitelemektedir. Katılımcıların yalnızca %15'i İSG mevzuatının yeterli olduğu görüşünü paylaşmaktadır. Bu durumun asıl nedeni daha ayrıntılı incelendiğinde, katılımcıların %96'sı mevzuatın etkin bir şekilde uygulanmadığı görüşünü vurgulamakta ve bu da mevzuatın uygulanmasına ilişkin engellerin bulunduğunu göstermektedir.
ÇALIŞAN İLİŞKİLERİ
“Güvenli bir işyeri ortamı sağlamak açısından bakıldığında, çalışanlarla İSG profesyonellerinin ilişkisinin etkin yürümediğini” düşünen iş güvenliği uzmanlarının oranı %71’dir. Bu konudaki sorunlar daha derinlemesine incelendiğinde aşağıdaki noktalar vurgulanmıştır:
- İşveren tarafından İSG yatırımlarının ek veya gereksiz maliyet olarak görülmesi,
- İşverenlerin, risk değerlendirmesi konusunda (risk değerlendirmesi sonuçlarına göre) etkin bir uygulama yapmak yerine sadece yasal yükümlülüğünü yerine getirmeye eğilimli olması,
- İşverenlerin, çalışanların İSG eğitimi konusunda iyi kalitede eğitim sunmak yerine sadece yasal yükümlülüğünü yerine getirmeye eğilimli olması,
- Çalışanların İSG konusundaki tedbirlere uymaktaki kayıtsızlığı/ihmalleri.
BAKANLIK BİLDİRİMİ ÇOK DÜŞÜK
Katılımcılara “çalıştığınız işyerinde iş kazasına neden olabilecek bir durum ile karşılaştığınızda ne yaparsınız” diye sorulduğunda, 42%’si “çalışanın yaşamını tehdit edecek bir durum ise müdahale ederim” derken, 30%’u “işverene bildiririm”, ve 25%’i “raporlarım” şeklinde yanıt vermiştir. Katılımcıların yalnızca 4%’ü bunu bakanlığa bildireceğini ifade etmektedir. Soruyu bu şekilde cevaplayan katılımcıların oranı, yaşları arttıkça azalmaktadır.
İSG’DE EN ETKİN KİM
İş güvenliği uzmanlarının mesleki bağımsızlıklarını nasıl algıladıklarını anlamak için, katılımcılardan bir dizi farklı faktör seçmeleri istendi. Her katılımcı birden fazla faktör seçebilmektedir ve yüzdeler yanıt veren tüm katılımcıların yüzdesini ifade etmektedir. En önemli etken “İşverenle olan ilişkide mesleğimle ilgili konularda yaptırım gücümün olması” olarak belirtilirken, “Çalışma saatlerinin esnekliği” en az önemli etken olarak göze çarpmaktadır. Katılımcıların 53%’ü kararları verirken en etkili olan grubun işverenler, 45%’i ise bunun çalışanlar olduğunu düşünmektedir.
YARGI MENSUPLARININ BİLGİ EKSİKLİĞİ
Yüz yüze derinlemesine mülakatlar İstinaf Mahkemeleri ve Adalet Akademisi’nde görev yapan hâkimler ile gerçekleştirilmiştir. İlk soruda 2012 yılında yürürlüğe giren 6331 sayılı İSG Kanun ve Yönetmeliklerinin hukukçular tarafından yeterince bilinip bilinmediği ve eğer eksikler var ise bu konuda hukukçuların bilgilerini geliştirmek için nelerin yapılabileceği sorulmaktadır. Hâkimlerin yanıtlarına baktığımızda, görüşülen hâkimlerin çoğunluğu bu konuda meslektaşlarının bilgi ve eğitim eksikliği olduğunu belirtmişlerdir. Bu önemli bir mesele olarak karşımız çıkmaktadır. Bazı hâkimler ise konuya ilişkin bilgiyi “önlerine geldikçe” öğrendiklerini, yani bir diğer ifadeyle kanun ve yönetmeliği uygulama aşamasında öğrendiklerini belirtmektedir.